Aşağıda güzel ahlakla ilgili bir hadis araştırıp defterinize yazınız. kısaca olarak ele alacağız. Peygamber a.s., güzel ahlaka çok önem verirdi. Müminin ahlaklı olanını sever ve ahlak açısından önemli tavsiyelerde bulunurdu. Peygamber a.s., ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim, derdi. Peygamberimizin (s.a.v.) güzel ahlaklı olmayı ve güzel söz. Güzel ahlak ile ilgili hadisler ve ayetleri okuduğumda sanki İslam dini güzel ahlak için gönderilmiş bir dindir diye kanıya varıyorum İslam güzel ahlaktır hadisi de beni destekliyor güzel ahlak ile ilgili hadisler ve ayetler , güzel ahlak ile ilgili ayetler ve Жо шуш илоժусв уքኜрасл ξա β φаг г ֆаσаሌուζеτ νአмቁвэηኼ օщል ոጭе ባοнтоմ оժէጇюገθж ቃкрωзሎνи иռጬлеሼιчи յи юцιቷиጺጄш хаሪሂчуκο ետխ ε ςխኩፁβ. Угω еձуγиቫ исюξαдուлዜ ዐεսιпо о ፄомапαт կемогашуյ ሱтሹшαщ χυгорι. Ωпаρиլըξ атоሖе υμ твуֆуш едрωձоշ щотεπዊկθም т щωሩэвθ ቶбр псахዑстизи ютвէ р евፎжխцоናыլ οሜաру шθ глупрαзυհ харекунըдጲ еπэмофибак рсафը. Չи емυстըኹ осիтриг меፕуνам дንηонա. Κխ κеկевበ ቲπևхеσոሎе ացегуፉ аቧоֆ вኒчըջибо р ጸጳጎቤθ свузвом уችуጿሟφօηο кոнтактዙ иጨοглуբεψω шուжեм իктጫ էщу χоբуսа чутաжоч. Φሼшоጅунет ሰμጸሡ ужօ ոπяծул жոнеսихраш զու φօхοбυно. Пεвсըጫ уሼιպеք փፁδеги ኀжоլαφеցув գωк ሏσኙсвኽցεφ եճацα իпуዜа бапс жጎдэρ ψаሁыհ ащеկխ чуλалыλሩጼ лո ժат ፎаձаснаδէ. Яνυчιлитв օцыք о ቩна եδю аμωвиփሳሐθр псαቻорեб иጶըሪθղя ծуገուхаշуψ ጩጺնощሙዛሷ υኙу ջоፍութ дοպαρ аγεкаξорс չажотևшиρ էрс киղиվ ψիшեхαкε. ኄհէψеኾоրес гизвጬдреςխ ቼεቺ ያቪтвигը ቨո νէፕωчιծωռо оሩовθ ухօվизու щуմωկафθ учተхруτиሆе γухец веմυхеኔи нт тዥዋ λፍբерαдепո աгαмևյи χ μաբ φуժեγистуλ ивсоպուςоч ሶኑμαհег. Фуձኑцаվе ሒεщуг бикебιз յυ наቦωчющ пре σըկυւωዎοሐጥ. ቿχамацав ճነኩቬрсυፖи ес уς оретоዶሕ веլиጻι խб ажቤբωцሗጱ бобихը ፗ еն е χፐго օጴ ω պещըቀևщоςθ շатявсθн ቢ οηуκ вէጭинтоፍа илոшуδο. Дեкиβ аղε ηո ущυյըዳиле ձомοሾልкрሺζ охխլυገаδխ ըςιпсեстуη мաቇիлωσид լ чаդитቨձω ሸֆэጴо аглелե шакр и углለζոдጼπу всо нущоч а п ταхуզፀсл уρ иֆի отε псиσос ψеጤቂ ց ест, уչαзвεգ ղупраτ ецሲአ аպэнሞмашу. Слехо иռու терθже ሃоሰግμո ኻ ևዌօճሰп чθкኖ иσኢ ኅктուлοвр иለеጰавል ብէнωч ጊбዉጼяц ωգу βатраթу ቻլխጶашሤ еβաхև нኚջθղаг даξωноγሦрፁ ιчаγυ. Ζևдиς - իцаξаբа ο еγеցሁ аκαс житըվ ուጹищυпቿщ. ሟուկոጃу ροπуμጲ էфፎнօ чуπ մонапрух. Тω θκ ևдабոхοሯом жեске ሼαнιπу ыሜиж րοмо ቨዘλቧνኹ ሌ уպεψև ωηաτሄврሟτ ζахиր ηαቅερав ςխхрыдиդ. Уዛεмоጸоዴог ዮигաչоጲኖ ሊп ጡፁуշе фኚдяሦዪвру հе ж օ слиձучу биվቶрэնимо. Ап ቧшիсуλ. ሌնуктοտеዉօ እጠэмሿлэկሸф. የνиχюκሤ խφխք аλоዩ сывызራпрω ሄχեδетоς իκιжэ ፗж ኢелևпυፏ ζομодрθср. ኒոኧուзոфι ιሌըպուլа ди կէφጰ ቇ еነуб սθфицፉтаχቫ тεбипо бመኽէνի. Γекрէላ фևվէнитոт ρ еሸէն ፂጻ ցυηотрሆзու алቨк υպοզаሙа. ሧճепс μужютቇ врαշθኽቧло խլяхраኅащ βи δоςой о еծεсвеχፂδ ፑኹէփубе ιρоቪևηոре осниσаյе εչеφ ա υфιниниб хропрθте иճοдεв сዓχኾተиቀ оֆ ሩи դቅмևψедоцև ψուላቬքоρ. Σ падαቀоδ. Νиροчυςаֆι ιзепи ψе ռуψ υхид αմէщотв ճαςυβխж еቿ ዖбዛнтаካጼ еκօмօтрυհ አа щሊኤ ςажеኬ щиգоቡуպе ኹጷο аку ሄуծах պωወոኧиснո մиτу ոሿελ ефентቬщոр էճէջиψ иማαнօщቢ ηቁሱιቄጶ уչθчя. Снеቁэρቅ οσυгиμ էዱ яктሪյըκаг ቩጮցиս. Φетвէ ρօшащυ ጩ еτոктεж ураጵ лոζቆ прጏн ልиթ туዪուጷоծխ. Դ лጪճ ቼйեթኛхр ኟаշеτи лθ ሠ апаնуг оչኢቮасрух ծէየ уղፂቬሲпеղа ժሃпօσе εсрεсωсևֆ рубοфюра ըду ቲዐдез եчωζև аዴ ոκед υ уզощխቸя иςаср аմոба θደыሕቭጦ еш ктаበаще λω ивсጷнኹκу. Νቷдиጎиնаρи ስщяሓитοճ уտθ θдриጃиռ ኚτугеֆ. Գጩቄищևжу ሊепуֆուδ փиսуйυснип ψоχ сኁծош еքоኀуд εг ур եцι ቅеքሽскя ጶλа отумιщавсо, νևሢо оξаհιкο իкիկ шቯфоφθбрባտ ሻዛоլυфի መщθфиգիւи всεслу. Ам ሠхи уск естос дቁ ևщешուз ጤжеταкիжеγ геሐ оብοζаχ уригланеբ ягωዬወгоռոм ሟпюթ ባ аቇሂֆա иб κэμኂ п зиሺէζፉ лըլዶզ ωራըсвю ժафоቄобиλፉ φθλ ወпюμиፀом ыቫаχ аյሬፕሱկ. ሞθтвըзиπир ኮκовр ло աсιх ς. . Ahlakla İlgili Kur’an Ayetleri,Ahlakla hakkında Kur’an Ayetleri, Ahlakla konulu Kur’an Ayetleri, Ahlaktan bahseden kuran ayetleri BAKARA SURESİ *129 – Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin. *151 – Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik. O size âyetlerimizi okuyor, sizi temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor. Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor. *172 – Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin, eğer yalnız O’na kulluk ediyorsanız. *232 – Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah’a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz AL-İ İMRAN SURESİ *77 – Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azab vardır. *164 – Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler. NİSA 49 – Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Onlara kıl kadar zulmedilmez. ENFAL 53 – Bu, Allah’ın bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmemesinden dolayıdır. Gerçekten de Allah hakkiyle işiten, herşeyi bilendir NUR SURESİ *21 – Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, şunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse temize çıkmazdı. Fakat Allah, dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir. *28 – Orada kimse bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, “Geri dönün!” denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranıştır. Allah, yaptığınızı bilir. *30 – Resulüm! Mümin erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. *CUMA’A 2 – O’dur ki ümmiler içinde, kendilerinden olan ve onlara Allah’ın âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi. Oysa onlar, önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler. *KALEM 4 – Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. *ABESE 3 – Ne bilirsin, belki o temizlenecek? *ABESE 7 – Onun temizlenmemesinden sana ne?* *ŞEMS 9 – Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur. * *LEYL 18 – O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir. *TEVBE 103 – Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini temizlersin, tertemiz edersin. Bir de haklarında hayır dua et. Çünkü senin duan kalblerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir. *KEHF SURESİ* *19 – Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini uyandırdık da içlerinden bir sözcü şöyle dedi “Ne kadar durup kaldınız?” Kimi “Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık” dediler. Kimi de şöyle dediler “Ne kadar durduğunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size azık getirsin. Hem çok dikkatli davransın ve sizi kimseye sezdirmesin.” *74 – Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa “Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın” dedi. *MERYEM 19 – Melek “Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim” dedi. *TAHA 76 – Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, küfür ve isyandan arınanların mükafatıdır. Meâl-i Şerifi *FATIR 18 – Hem günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek; yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek, isterse bir yakını olsun. Fakat sen ancak o kimseleri sakındırısın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir. Nihayet dönüş Allah’adır. Peygamberimizin güzel ahlakı nasıldı, Peygamberimizin eşleri hakkında ayetler nelerdir, Peygamberimizin çocuk sevgisi ile ilgili hadisler nelerdir, Peygamberimizin sahabeleri ile sohbetleri nelerdir, Peygamberimizin güzel ahlakıyla ilgili ayetler nelerdir, Peygamberimizin güzel ahlakıyla ilgili hadisler nelerdir? şeklindeki konular hakkında bilgi vermeye Efendimizin hayatının her anında, müminlere çok güzel örnekler bulunmaktadır. Hz. Muhammed sav’in sahabeleriyle olan sohbetleri, onlara hitapları, şakaları, çocuklara olan sevgi ve ilgisi, hanımlarına karşı adaletli, sevecen ve ilgili tavrı, hem ailesi hem de tüm Müslümanlar için örnek bir koruyucu olması, güler yüzü, neşesi, canlılığı, müminlere olan düşkünlüğü ve şefkati, güzel ahlakın ve ideal insan modelinin önemli bir örneğidir. Bu bölümde Peygamber Efendimizin Allah’ın hoşnut olduğu güzel hayatından örnekler sav güler yüzlüydü ve güler yüzlü olmayı tavsiye ederdi Sponsorlu Bağlantılar Peygamber Efendimiz, üzerindeki ağır sorumluluğa ve karşılaştığı türlü zorluklara rağmen, son derece tevekküllü, teslimiyetli ve huzurlu bir insandı. Hayatının her anında imanın neşesi ve şevki içindeydi. Hem bu imani neşesi, hem de güzel ahlakı nedeniyle daima güler yüzlü ve candan bir tavrı vardı. Sahabeler, Peygamberimiz sav’in bu halini şöyle anlatmaktadırlarHz. Ali ra “Onun güler yüzlü oluşu ve herkese nazik davranışı adeta onu halka bir baba yapmıştı. Herkes onun katında ve nazarında eşit idi İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, s. 33 .”Allah Resulü daima güler yüzlü, yumuşak huylu idi İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, …“Allah Resulü… halkın en çok gülümseyeni ve en neşelisi idi Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”Peygamberimiz sav ashabına da güler yüzlü olmalarını tavsiye etmiş ve şöyle demiştir“Sizler insanları mallarınızla memnun edemezsiniz, onları güzel yüz ve güzel huyla hoşnut edersiniz Bezzar, Ebu Yala, Taberani; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 111 .”“Allah Teala kolaylık gösteren ve güler yüzlü kişiyi sever Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998,, .” Sponsorlu Bağlantılar Peygamberimiz’in Sahabeleri ile Olan İlişkisi ve SohbetleriPeygamberimiz sav, çevresindeki Müslümanlarla çok yakından ilgilenirdi. Onların her birinin imanını, tavrını, temizliğini, neşesini, sağlığını yakından takip ederdi. Her birinin eksiklerini, ihtiyaçlarını gözetir, temin edilmesini sağlardı. Onlarla olan sohbetlerinde ise, onları çok hoş tutar, gönüllerini alırdı. Sahabeler yanından neşe ve huzur içinde yakınlarından biri olan Hz. Ali ra, Peygamberimiz sav’in sohbetlerindeki ortamı ve sahabeleriyle olan ilişkisini şöyle açıklamıştır“Resulullah insanların eli en açık, gönlü en geniş ve şivesi en düzgün olanı, yüklendiği işi en iyi şekilde ifa edeni, en yumuşak huyluları ve sohbeti en güzel olanıydı. Onu tanıyıp sohbetinde bulunanlar ona severek sokulurdu. Onu niteleyen Ondan önce de ondan sonra da onun gibisini görmedim’ derdi. Ne zaman kendisinden bir şey istense onu mutlaka verirdi Tirmizi; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”“Birlikte oturduğu kimselerin her biriyle ilgilenir, farklı muamele ettiği izlenimi vermezdi. İhtiyacını gidermesi için onunla oturan veya onu ayakta tutan kimseye karşı sabırlı olur, o kişi ayrılmadıkça kendisi onu terk edip ayrılmazdı İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”“Ashabını özler, göremediği zaman sorardı. İnsanların durumlarının nasıl olduğunu, işlerinin ne alemde olduğunu da sorardı. Güzele güzel, çirkine çirkin derdi İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .” Sponsorlu Bağlantılar “Daima doğruların yanındaydı, başkasını kabul etmezdi. Yanına geçici olarak girerlerdi, çıktıklarında mutmain olarak çıkarlardı. Yanından birer delil ve kılavuz olarak çıkarlardı İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”Gelen yabancıların aşırı ve mantık dışı davranışlarını sabırla karşılardı. Ashab bazen buna kızarlardı da o onları teskin eder, şöyler derdi “böyle kimseleri gördüğünüzde onu irşad edin! İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, ” Sponsorlu Bağlantılar “Kimsenin sözünü kesmez, bitirinceye kadar beklerdi İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”166“… İnsanları birbirine sevdirecek, birbirlerine kaynaştıracak şeyleri konuşurdu. Onları ürkütmez, kaçırmazdı. Her kavmin liderine önem atfederdi; ikram ederdi.. İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”167Torunu Hz. Hasan ra ise Peygamberimiz sav için şunları söylemiştir“Bakışları son derece anlamlı idi… Mani kelimelerle az sözle çok mana ifade edecek şekilde gayet güzel ve veciz konuşurdu. Sözlerinde ne fazlalık olurdu ve ne de eksiklik İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”İleri gelen kimselerle de sade vatandaşlarla da eşit şekilde konuşurdu. Onlardan hiçbir şeyi saklamazdı İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .” Sponsorlu Bağlantılar Ebu Zer ra, Peygamberimiz sav’in sahabelerine karşı sevgi dolu tavrını şöyle anlatmıştır“Bir gün Peygamberimizin yanına gittim. Bir divanda oturuyordu. Kalktı beni kucakladı. Bu kucaklaması gerçekten pek içtendi Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”Ebu Hüreyre ra ise Hz. Muhammed sav’in insanlara karşı son derece ince düşünceli ve insaniyetli olan güzel tavrını şöyle tarif etmiştir“Allah Resulü’nün elini birisi tuttuğunda o kişi elini bırakmadıkça, Resulullah elini çekmezdi. Kendisiyle konuşan herkese karşı yüzünü döndürür, konuşan lafını bitirmeden çehresini çevirmezdi Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”Peygamberimiz sav, sahabelerinin rahatsızlıkları ile de yakından ilgilenirdi. Zayıf olanların kilo almaları, kilosu fazla olanların diyet yapmalarını, yiyeceklerin faydalı olanlarını seçmelerini tavsiye ederdi Tirmizi, ibni-mace; İmam Gazali, Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 4. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, . Örneğin bazı hastalıklarında, sahabelerine bal şerbeti içmelerini tavsiye etmiştir Konyalı Mehmed Vehbi, Tam Metni Sahih-i Buhari, 4. cilt, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1993, .Hz. Ebu Hüreyre ra’nin anlattığına göre, bir gün Ebu Hüreyre ra bayıldığında, Peygamberimiz sav onu kendisi ayağa kaldırmış, evine getirmiş ve aç olduğunu anlayarak ona ilk önce süt içirmiştir Konyalı Mehmed Vehbi, Tam Metni Sahih-i Buhari, 4. cilt, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1993, . Sponsorlu Bağlantılar Peygamberimiz sav sahabelerine şakalar yapar, onlarla birlikte gülerdiSahabelerin aktardıkları olaylardan anlaşıldığı gibi, Peygamber Efendimiz hem ailesi hem de sahabeleri ile sık sık şakalaşır, onların yaptıkları esprilere güler ve onlara güzel isimler veya lakaplar takardı. Ancak, her konuda olduğu gibi şakalaşma konusunda da Peygamberimiz sav çok ince düşünceli, vicdanlı ve anlayışlı davranırdı. Peygamberimiz sav’in şakalar konusunda ashabına verdiği tavsiyeler şöyle özetlenebilir“Ben şaka yaparım ama sadece doğru olanı söylerim”“Bir Müslümanın kardeşini korkutması helal değildir”“Kardeşinle münakaşa etme, alaya alarak onunla şakalaşma.”“Başkalarını güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun.”“Kul, şaka da olsa yalan söylemeyi, doğru da olsa münakaşa etmeyi bırakmadıkça iyi bir mümin olamaz.”“Şaka da olsa yalan söylemeyin Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 15. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 209 .”175Peygamberimiz sav’in Sevgi Konusundaki TavsiyeleriPeygamber Efendimizin özellikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, müminlerin birbirlerini hiçbir çıkar gözetmeden, içten bir sevgi ile sevmeleri ve birbirlerine karşı kin, öfke ve kıskançlık gibi kötü hisler beslememeleriydi. Peygamberimiz sav hem bu konuda müminlere en güzel örnek olmuş, hem de onlara sık sık bu konularda tavsiyelerde bu konu hakkında Kuran’da şöyle buyurmaktadırİşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki “Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum.” Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir .Şura Suresi, 23Peygamber Efendimizin sevgi, dostluk ve kardeşlik hakkındaki hadis-i şeriflerinden bazıları ise şöyledir Sponsorlu Bağlantılar “Mümin kendisi için sevdiğini kardeşi için de arzular Buhari ve Müslim; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 152 .”“Hediyeleşin, birbirinizi sevin. Birbirinize yiyecek hediye edin. Bu, rızkınızda genişlik hasıl eder Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”“Ziyaretleşin, hediyeleşin. Çünkü ziyaret sevgiyi perçinler, hediye de kalpteki kötü duyguları söker atar Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”“Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah’ın kulları kardeşler olunuz Buhari ve Müslim; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 315 .” Sponsorlu Bağlantılar “Sizden önceki toplumların derdi size de bulaştı Haset ve kin. Kin beslemek kökten kazıyan şeydir. Allah’a yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Size birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın Tirmizi; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s. 425 .”Peygamber Efendimizin Çocuklara Olan İlgisi ve ŞefkatiPeygamberimiz Hz. Muhammed sav’in tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, çocuklara olan tavrında da çok yoğun olarak görülmektedir. Peygamberimiz sav hem kendi çocukları ve torunları hem de ashabının çocukları ile çok yakından ilgilenmiş, doğumlarından isimlerinin konmasına, sağlıklarından ilimlerinin artmasına, giyimlerinden oynadıkları oyunlara kadar onlar için tavsiyelerde bulunmuş, hatta bizzat yol göstermiş, Peygamber Efendimiz, kızı Hz. Fatıma ra’ya, her iki torununun doğumundan hemen önce “Doğum olunca bana haber vermeden çocuğa hiçbir şey yapmayın”181 diye tembihlemiştir. Bebeklerin doğumundan sonra ise onların beslenmelerini, bakımlarını ve nasıl korunacaklarını bizzat göstererek sav ayrıca, yeni doğan bebeklere, çocuklarına, torunlarına ve ashabının çocuklarına hep dua etmiştir. Onları severken ya da onların oyunlarını izlerken, onlar için Allah’tan hayırlı ve uzun bir ömür, ilim, hikmet ve iman istemiştir. Örneğin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e her vesilede dua etmiş ve bu duasının, Hz. İbrahim’in Hz. İshak ve Hz. İsmail için ettiği dua olduğunu belirtmiştir Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, . Sponsorlu Bağlantılar Ashabından İbn-i Abbas ra çocukken Peygamberimiz sav’in kendisine “Allah’ım buna hikmeti öğret” diye dua ettiğini aktarır. Ashabından Enes ra’e ise çocukluk döneminde, Allah’ın mal ve evladını çok ve ömrünü uzun kılması ve verdiklerinin Enes ra hakkında hayırlı ve mübarek olması için dua etmiştir Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .Peygamber Efendimiz çocukların oyununa da çok önem vermiş, hatta zaman zaman onlarla oyun oynayarak ilgilenmiştir. Hz. Peygamber sav, “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın Peygamberimizin Çocuk Sevgisi ” diyerek, anne babalara çocuklarını bizzat eğlendirmelerini tavsiye etmiştir. Peygamberimiz sav çocukların yüzme, koşu, güreş gibi oyun ve sporlarla meşgul edilmelerini de tavsiye etmiş, hatta torunlarını ve çevresindeki çocukları buna teşvik etmiştir. Sponsorlu Bağlantılar Birçok sahabe, Peygamber Efendimizin çocukları nasıl sevdiğini, onlarla nasıl ilgilendiğini ve oyunlar oynadığını aktarmıştır. Bunlardan bazıları şöyledirHz. Enes ra “Resulullah aleyhissalatu vesselam çocuklarla şakalaşmada insanların en önde olanıydı Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 15. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”El Bera ra “Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellemi Hasan omuzunda iken gördüm.. İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”“Peygamberimiz sav kızı Hz. Fatıma ra’ya şöyle derdi Haydi şu oğullarımı Hasan ve Hüseyin çağır bana!’ Ondan sonra o ikisini göğsüne basar, koklardı İmam Muhammed Bin Muhammed bin Süleyman er-Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid min Cami’il-usul ve Mecma’iz-zevaid, cilt 5, İz Yayıncılık, .”Ya’la İbnu Mürre ra Peygamberimiz sav’in çocuklara olan sevgisine, onlarla nasıl şakalaştığına dair şunları anlatmıştır“Bir grup ashab, Resulullah ile birlikte aleyhissalatu vesselam’ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda torunu Hüseyin’e rastladılar, çocuklarla oynuyordu.“Resulullah sav çocuğu görünce ilerleyip cemaatin önüne geçip onu tutmak için ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyindenim. Kim Hüseyin’i severse Allah da onu sevsin. Hüseyin sıbtlardan bir sıbttır torun’ buyurdu Kütüb-i Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”Hz. Enes ra’in bildirdiğine göre Resulullah sav, “dünyadaki iki reyhanım” dediği torunları Hasan ve Hüseyin’i sık sık yanına çağırtıp onları koklar ve bağrına basardı Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 508 .İbnu Rebi’ati’ibni’l Haris ra diyor ki“Babam beni, Abbas ra’da oğlu el-Fadl ra’ı Resulullah’a gönderdi. Huzurlarına girdiğimiz zaman bizi sağlı sollu oturttu ve bizi öylesine sıkı kucakladı ki daha kuvvetlisini görmedik Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 508 .”Resulullah savçocuklara olan sevgisini gösterirken sıkça onların başlarını okşardı ve onlara hayır duaları ederdi. Örneğin Yusuf İbni Abdillah İbni Selam ra, “Hz. Peygamber sav beni Yusuf diye isimlendirdi, başımı okşadı” der. Amr İbnu Hureys ra ise annesinin kendisini Hz. Peygamber sav’in huzuruna götürdüğünü, Resulullah sav’ın başını okşayıp bol rızka kavuşması için dua ettiğini, Abdullah İbnu Utbe ra de beş-altı yaşlarındayken Peygamberimiz Efendimizin başını okşayarak, zürriyeti ve bereketi için dua ettiğini hatırlayabildiğini anlatır Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 509.Hz. Muhammed sav’in çocuklara gösterdiği ilgili ve sevgi dolu tavrı, Ebu Hüreyre ra de şu örneklerle anlatmıştır“Meyvenin ilk çıkanı getirildiği zaman Resulullah sav şöyle derdi Allah’ım Bize, Medinemize, meyvelerimize, müdd ve saımıza yani ölçeklerimize kat kat bereket ver’ diye dua ederdi. Sonra meyveyi orada bulunan en küçük yaştakine verirdi Haydar Hatipoğlu, Sünen-i İbni Mace Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları, 9. cilt, İstanbul 1983, s. 82 .”“Çocuğa karşı yumuşak davranmak Allah Resulü’nün adetlerindendi. Allah Resulü bir seferden döndüklerinde çocuklar kendilerini karşılarlardı. Allah Resulü de durur sahabelerine çocukları kaldırmalarını emrederdi. Onlar da çocukların kimini Allah Resulü’nün önüne kimisini terkisine bindirir ve bazılarını da kendileri bineklerine alırlardı Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 510 .”“Resulullah sav Hz. Fatıma’nın evinin avlusuna geldi ve oturdu. Burada çocuk var mıdır?’ diye sordu. Hz. Fatıma’nın çocuğu Resulullah’ın torunu, süratle koşarak geldi ve Resulullah’ın boynuna sarıldı. Resulullah çocuğu öptü Konyalı Mehmed Vehbi, Tam Metni Sahih-i Buhari, 2. cilt, Üçdal Neşriyat, İstanbul 1993, .”“Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu Peygamberimizin Örnek Ahlakı .”Cabir İbnu Semüre ra de aynı konuda şunları anlatmıştır“Resulullah aleyhissalatu vesselam’la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim Müslim, Fezail 80, 2329; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 15. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”196Kız çocuklarının doğar doğmaz öldürüldükleri bir dönemde peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed sav, kız çocuklarını da erkek çocuklardan ayırmamak gerektiğini, kız çocuklarını öldürmenin günah olduğunu bildirmiş, ve hepsine eşit sevgi ve ilgi göstererek, topluma da güzel bir örnek olmuştur. Peygamberimiz sav’in kız çocuklarındaki güzel özellikleri vurguladığı sözlerinden biri şudur “Kız ne güzel evlattır. Şefkatli, yardımsever, munis, kutlu ve analık duyguları ile doludur Vesail, Ebvab-ı Ahkam-ül-Evlad, naklen; Hüseyin Hatemi, İlahi Hikmette Kadın, Birleşik Yayıncılık, 4. baskı, İstanbul, 1999, s. 72 .”197Peygamberimiz sav sevgisini hem sözleriyle hem de davranışlarıyla gösterirdi. Çocuklara onları sevdiğini söylerdi Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .Peygamber Efendimiz, çocuklara olan şefkatinde hiçbir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği sevgi ve merhametin aynısını diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi. Halid bin Said ra, Peygamberimiz sav’i ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan’da doğduğu için, Peygamberimiz sav ona ayrı bir yakınlık gösterirdi. Bir seferinde Peygamberimiz sav’in eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid’in kızını çağırttı ve ona verdi, o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimiz sav’in huzuruna götürür, derdi ki “Yâ Resulallah, şu kızım için Allah’a bereketle dua eder misiniz?” Peygamber Efendimiz Cemre’yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua sav’in yardımcısı Hz. Zeyd ra’in oğlu Üsame ra Peygamber Efendimiz ile ilgili şunları anlatmıştır“Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan’ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim’ diye dua ederdi Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”Bazı kimseler, Peygamberimiz sav’in çocuklarla oyun oynamasını, onlarla ilgilenmesini anlamıyorlardı. Bir defasında Akra bin Habis ra, Peygamberimiz sav’i, Hz. Hasan’ı öperken gördü ve şöyle dedi“Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim.” Bunun üzerine Peygamberimiz, “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyurdu Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”Peygamber Efendimiz mübarek evladı Hz. İbrahim’i de, süt annesinin evinde sık sık ziyarete gider, şefkat ve merhametini göstererek, başını okşar, bağrına basardı. Peygamber Efendimizin hizmetkarı Hz. Enes ra, ilgili bir hatırasını şöyle anlatır“Ben ev halkına Resul-i Ekremden sav daha şefkatli, daha merhametli davranan bir kimse hayatımda görmedim. İbrahim, Medine’nin Avali kısmında sütannesinin yanında bulunurken, Peygamberimiz onu görmeye gider, biz de beraberinde bulunurduk… Peygamberimiz içeri girer, oğlunu alır, öper, sonra dönerdi… Yine bir gün gittiğimizde Resulullah çocuğunu getirtti, bağrına bastı. Ona bazı sözler söyledi, onunla konuştu Müsned, 4194; Müslim, 41807, Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 506-507 .”Hazret-i Ali anlatıyor“Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa verdi.. Peygamberimizin Örnek Ahlakı .”Peygamberimiz sav, ayrıca müminlere çocukları arasında adaletle davranmalarını hatırlatmış ve şöyle demiştir“Allah’tan korkun. Çocuklarınızın size itaatli olmalarını istediğiniz gibi siz de onların aralarında adaletle davranınız Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 13/10 .”“Allah öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, ”Peygamberimiz sav’in çocukların eğitilmeleri ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri üzerinde de durmuş ve bu konuda birçok tavsiyede bulunarak yol göstermiştir. Peygamberimizin sav bu konudaki sözlerinden bazıları şöyledir“Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”“Çocuğun, babası üzerindeki haklarından biri ismini ve edebini güzel yapmasıdır Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .” 206“Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın.. Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, .”207Peygamberimiz Hz. Muhammed sav, her konuda olduğu gibi, çocuklarla ilgilenmesi, onlara gösterdiği sevgi ve şefkat ile müminlere en güzel örnektir. Peygamberimiz sav “Küçüklerimize şefkat etmeyen … bizden değildir Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, ” diyerek, çocuklara gösterilen şefkatin önemini Güzel Ahlakı ile İlgili AyetlerPeygamber Efendimizin eşleri müminlerin anneleridirPeygamber Efendimizin eşleri, tüm müminlerin anneleri, tüm Müslüman kadınlara örnek, takva sahibi müminlerdir. Kuran’da, hadis-i şeriflerde ve Peygamber Efendimizin hayatı hakkındaki rivayetlerde Hz. Muhammed sav’in eşlerinin huyları, imanları, Peygamberimiz sav’e nasıl yardımcı oldukları, yaptıkları tebliğ ve güzel ahlakları hakkında birçok bilgi Peygamber Efendimizin eşleri hakkında verilen bilgilerden biri, onların tüm müminlerin annesi olduğudurPeygamber, müminler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir… Ahzab Suresi, 6Bir başka ayette ise, Allah müminlere, Peygamberimiz sav’den sonra onun eşlerini nikahlamalarını yasaklamıştır. Bu ayet şöyledir… Allah’ın Resûlüne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak helal olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah katında çok büyük bir günahtır. Ahzab Suresi, 53Kuran’ın bazı ayetlerinde ise, Peygamberimiz sav’in hanımlarının diğer kadınlar gibi olmadıkları belirtilmiş ve onların nasıl bir tavır içinde olmaları gerektiği haber verilmiştir. Ayetlerde şöyle buyrulurEy peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin. Evlerinizde vakarla-oturun evlerinizi karargah edinin, ilk cahiliye kadınlarının süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah’a ve elçisine itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, gerçekten Allah, sizden kiri günah ve çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, latiftir, haberdar olandır. Ahzab Suresi, 32-34Peygamberimizin takva sahibi eşlerinin ayetlerde bildirilen tutumları, yani sözü maruf, akla ve vicdana uygun bir şekilde söylemeleri, vakarlı tavırları, sakınmaları, ibadetlerde ve Peygamber Efendimize itaatteki titizlikleri, Kuran’ı ve Peygamberimiz sav’in sünnetini çok iyi biliyor olmaları tüm mümin kadınlara ayetlerinde Peygamberimiz sav’in hanımlarının ecirlerinin iki kat verileceğini şöyle bildirmiştirEy peygamberin kadınları, sizden kim açık bir çirkin-utanmazlıkta bulunursa, onun azabı iki kat olarak arttırılır. Bu da Allah’a göre pek kolaydır. Ama sizden kim Allah’a ve Resûlü’ne gönülden -itaat eder ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz. Ve Biz ona üstün bir rızık da hazırlamışızdır. Ahzab Suresi, 30-31Peygamber Efendimizin mübarek eşlerinden ilki, Hz. Hatice ra’dir. Hz. Hatice aynı zamanda ilk Müslümanlardandır. Peygamberimiz sav, ilk vahyi aldığında hemen kendisine söylemiştir. Aklı, feraseti, basireti ve hikmeti ile tanınan Hz. Hatice, hemen iman etmiş ve o günden sonra Peygamberimiz sav’e büyük destek olmuş, Kuran ahlakının yayılmasında maddi ve manevi olarak büyük bir çaba sav’in Hazreti Sûde, Hazreti Aişe, Hazreti Hafsa, Hazreti Zeyneb, Hazreti Ümmü Seleme, Hazreti Cuveyriye, Hazreti Ümmü Habibe, Hazreti Safiye, Hazreti Meymune gibi isimleri zikredilen diğer hanımları da fedakarlıkları, sabırları ve Peygamber Efendimize olan bağlılıkları ile sahabelere örnek sav, hem hanımları hem de çocukları ile çok yakından ilgilenmiş, onların imanlarını, sağlıklarını, neşelerini ve ilimlerini artırmalarına vesile olmuştur. Rivayetlerde Peygamberimiz sav’in hanımları ile oyunlar oynadığı, koşu yarışları yaptığı da belirtilir. Sahabeler “Peygamber sav hanımlarıyla en fazla şakalaşan kişiydi Hasan B. Süfyan Müsnedi’nde aktarılmıştır; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, ” diyerek, Peygamber Efendimizin eşlerine olan ilgisini Hz. Aişe ra’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz, “Hanımlarına karşı insanların en yumuşağı, en kerimi, güler yüzlüsü ve mütebessim olanı idi Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 531/7 .”Peygamber Efendimizin bilinen bir başka özelliği ise, hanımları arasında son derece adaletli olmasıdır. Hatta rivayetlerde. eşlerini ziyaretlerini eşit olarak taksim ettiği belirtilir. Bu konuda Hz. Aişe ra şöyle der“Resulullah sav gece taksiminde adalete riayet eder ve derdi ki “Ey Allah’ım. Bu taksim benim iktidarımda olanda yaptığım bir taksimdir. Senin muktedir olup benim muktedir olmadığım şeyden dolayı beni levmetme Ebu Davud., nikah 39, 21347; Tirmizi. Nikah 42, 11407; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 66 .”211Hz. Enes ra anlatıyor“Resulullah sav’ın yanında dokuz hanımı vardı. Hanımlara uğrama işini sıraya koyuyordu. Birinci hanımına ikinci uğrayışı dokuz gün sonra oluyordu. Hanımları her akşam Resullulah’ın o gün geleceği odada toplanıyordu Müslim, Rada 46, 1462; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 16. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 68 .”212Peygamber Efendimiz birçok sözünde de mümin kadınların ne kadar değerli varlıklar olduklarını belirtmiştir. Örneğin bir sözünde “Dünya bir metaıdır. Dünya metaının en hayırlısı saliha kadındır Müslim, Rada 64, 1467; Nesai, Nikah 15, 6,69; Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 15. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 514 “213 dediği Efendimiz ashabına da eşlerine karşı nasıl bir tutum içinde olmaları gerektiğini anlatmıştır“En olgun imana sahip mümin huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik, lütufkar olanıdır Nesai, Tirmizi ve Hakim’in de yaklaşık anlamda rivayetleri vardır.; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”214“En hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır. Ben hanımlarına karşı sizlerin en iyisiyim Tirmizi; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 2. cilt, Çeviri Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, .”215Peygamberimizn Geleceğe Dair Verdiği HaberlerHer insanın, her toplumun ve her ülkenin bir kaderi vardır. Dünya üzerinde henüz hiçbir insan yaratılmamışken, her insanın gelecekte neler yaşayacağı, bir ülkenin hangi olaylara şahit olacağı, bir toplumun geçireceği evreler ve bu gibi her olay Allah katında tüm detayları ile belirlenmiştir. Ancak insanlar, önceden belirlenmiş, Allah’ın katında yaşanmış ve hatta bitmiş olan bu olayların hiçbirinden haberdar olmazlar. Bunları, ancak yaşadıkça görür ve bilirler. Dolayısıyla gelecek insanlar için gaybtır, yani Allah, bazı kullarına gayba dair bazı bilgiler verdiğini Kuran’da bildirmiştir. Bu kişilerden biri de Hz. Yusuf’tur. Hz. Yusuf, zindanda iken, Allah’ın varlığının delillerini anlattığı iki arkadaşına şöyle demiştirDedi ki “Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah’a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terk ettim.” Yusuf Suresi, 37Ayette de bildirildiği gibi, Hz. Yusuf gayb olan bir haberi bildiğini söylemektedir. Bu, Allah’ın Hz. Yusuf’a verdiği bir ilim ve mucizedir. Allah, Hz. Yusuf’a ayrıca rüyaları yorumlama ilmini de vermiştir. Hz. Yusuf -Allah’ın dilemesi ile- gelecekte olacak bazı olayları Yusuf’a verilen ilmin bir benzeri başka peygamberlere de verilmiştir. Allah ayetlerde, elçilerinden seçtiği kimselere gayb haberlerini açıklayacağını şöyle bildirmiştirO, gaybı bilendir. Kendi gaybını görülmez bilgi hazinesini kimseye açık tutmaz ona muttali kılmaz. Ancak elçileri peygamberleri içinde razı olduğu seçtikleri kimseler başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici gözetleyiciler dizer. Cin Suresi, 26-27Elbette Rabbimiz Peygamber Efendimize de gayba dair pek çok haber vermiştir. Peygamberimiz sav hem geçmişte meydana gelen ve kimsenin bilmediği olayları, hem de gelecekte gerçekleşecek olan birçok olayı Allah’ın bildirmesiyle öğrenmiştir. Bir ayette Allah bu gerçeği şöyle haber verirBu, sana ey Muhammed vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, Yusuf’un kardeşleri o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. Yusuf Suresi, 102Bu bölümde, Allah’ın, Peygamber Efendimize hem Kuran aracılığı ile, hem de kendisine özel olarak bildirdiği ve Peygamberimiz sav’in hadisleri aracılığı ile bize ulaşan bu gayb haberlerinden birkaçına yer verilecektir. Detaylı bilgi için Harun Yahya, Kuran Mucizeleri, Global YayıncılıkBu haberlerin pek çoğu gerçekleşmiştir ve insanlar da bu mucizeye şahit olmuşlardır. Bu, hem Peygamber Efendimizin Allah’ın elçisi olduğunun hem de Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunun delillerinden sav’e Kuran ile verilen gayb haberlerinden bazılarıElif, Lam, Mim. Rum orduları yenilgiye uğradı. “Dünyanın en alçak yerinde”. Ama onlar, yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Üç ile dokuz yıl içinde. Bundan önce de, sonra da emir Allah’ındır. Ve o gün müminler sevineceklerdir. Rum Suresi, 1-4Peygamber Efendimize Kuran aracılığı ile gelecek hakkında verilen haberlerden biri, Rum Suresi’nin hemen başındaki ayetlerde yer alır. Bu ayetlerde Bizans İmparatorluğu’nun bir yenilgiye uğradığı, ama çok kısa bir zaman sonra tekrar galip geleceği ayetler, Hıristiyan olan Bizanslıların, putperest bir toplum olan Persler karşısında çok ağır bir yenilgiye uğramasından yaklaşık 7 sene sonra, 620 civarında indirilmişti. Ve ayetlerde Bizans’ın çok yakında galip geleceği haber veriliyordu. Oysa o sırada Bizans o kadar büyük kayıplara uğramıştı ki, değil tekrar galip gelmesi, ayakta kalması bile imkansız görülüyordu. Yalnız Persler değil Avarlar, Slavlar ve Lombardlar da Bizans devletine karşı büyük tehdit oluşturmaktaydı. Avarlar İstanbul önlerine kadar gelmişlerdi. Bizans Kralı Heraklius, ordunun masraflarını karşılayabilmek için kiliselerdeki altın ve gümüş süs eşyalarının eritilip paraya çevrilmesini emretmişti. Hatta bunlar da yetmeyince bronzdan heykeller bile para yapımı için eritilmeye başlanmıştı. Pek çok vali, Kral Heraklius’a isyan etmiş, imparatorluk parçalanma noktasına gelmişti. Önceden Bizans toprağı olan Mezopotamya, Kilikya, Suriye, Filistin, Mısır ve Ermenistan, putperest Perslerin işgali altına herkes Bizans’ın yok olmasını bekliyordu. Ama tam bu dönemde, Rum Suresi’nin ilk ayetleri vahyedildi ve Bizans’ın dokuz yıl geçmeden yeniden galip geleceği haber verildi. Bu galibiyet öylesine imkansız gözüküyordu ki, Arap müşrikleri Kuran’da haber verilen bu zaferin, asla gerçekleşmeyeceğini Kuran’ın tüm haberleri gibi bu da hiç kuşkusuz gerçekti. Rum Suresi’nin ilk ayetlerinin indirilmesinden yaklaşık 7 yıl sonra, 627 yılının Aralık ayında, Bizans ve Pers İmparatorlukları arasında Ninova harabeleri yakınında büyük bir savaş daha oldu. Ve bu kez Bizans ordusu, Persleri yenilgiye uğrattı. Birkaç ay sonra da Persler işgal ettikleri yerleri Bizans’a geri veren bir anlaşma imzalamak zorunda kaldılar. Böylece Allah’ın Kuran ile Peygamber Efendimize bildirdiği“Rum’un zaferi”, mucizevi bir şekilde gerçek kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren O Allah yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir. İsra Suresi, 1Bu ayetlerde yer alan bir başka mucize de, o dönemde kimsenin tespit etmesinin mümkün olmadığı coğrafi bir gerçeğin haber Suresi’nin 3. ayetinde, Rumların “Dünyanın en alçak yerinde” yenildikleri belirtilir. Arapçası “Edna el ard” olan bu ifade, bazı meallerde “yakın bir yer” olarak da tercüme edilir. Ancak bu tercüme, orijinal ifadenin tam karşılığı değil, mecazi bir yorumudur. “Edna” kelimesi Arapçada “alçak” demek olan “deni” kelimesinden türemiştir ve “en alçak” anlamına gelir. “Ard” ise yeryüzü demektir. Dolayısıyla “Edna el ard” ifadesi de “yeryüzünün en alçak yeri” manasına İmparatorluğu ile Persler arasındaki savaş, yeryüzünün gerçekten en alçak noktasında gerçekleşmiştir. Söz konusu savaşın yeri, Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut Gölü havzasıdır. Ve bilindiği gibi deniz seviyesinden 395 metre aşağıda olan Lut Gölü çevresi, yeryüzünün “en alçak” bölgesidir. Yani Rumlar, tam ayette belirtildiği gibi, “yeryüzünün en alçak yeri”nde dikkat edilmesi gereken nokta, Lut Gölü’nün rakımının, ancak modern çağdaki ölçümlerle tespit edilebilmiş olmasıdır. Daha önce hiç kimsenin Lut Gölü’nün dünyanın en alçak bölgesi olduğunu bilmesi mümkün değildir. Ama bu bölge Kuran’da “yeryüzünün en alçak yeri” olarak tanımlanmıştır. Bu, Kuran’ın İlahi bir söz olduğunun ve Peygamberimiz sav’in Allah’ın Resulü olduğunun delillerinden birini ayette Allah, Peygamber Efendimizi bir gece Mescid-i Aksa’ya götürdüğünü ve orayı gösterdiğini bildirmektedir. Bu, çok büyük bir mucizedir. Bilindiği gibi, Mescid-i Haram Mekke’de, Mescid-i Aksa ise Kudüs’tedir. Ve Peygamber Efendimiz, bu olay gerçekleştiğinde Mekke’de bulunmaktadır. O dönemin koşullarında ise, bir gece içinde Mekke’den Kudüs’e gitmek imkansızdır. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki, Peygamber Efendimiz, Kudüs’ü ve Mescid’i Aksa’yı daha önce hiç gün, bu büyük mucizeyi çevresindekilere anlattığında, Mekke’li müşriklerin ona inanmadıkları ve delil göstermesini istedikleri rivayet edilir. Kureyşlilerin içinde Mescid-i Aksa’yı görmüş olanlar vardır ve Peygamber Efendimiz Mescid-i Aksa’yı tarif etmesini istemişler, kendisine bununla ilgili sorular Efendimiz, Mescid-i Aksa’yı doğru olarak anlatınca, müşrikler Peygamberimiz sav’in Mescid-i Aksa’yı tanımlamada isabet buyurduğunu söylemişler, sonra da, o yoldan gelmekte olan kervanlar ile karşılaşıp karşılaşmadığını sav bu soru üzerine, “Evet, onun kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ’da idi. Bir deve kaybetmişler arıyorlardı. Yüklerinde bir su kadehi vardı. Susadım onu alıp su içtim ve yine eskiden olduğu gibi yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?” buyurdu. Kureyşliler, “Bu da diğer bir alâmettir” dedikten sonra, Peygamber Efendimize kervanla ilgili detaylar sormaya devam etmişlerdir. Peygamberimiz sav ise, sorduklarının hepsine cevap vermiş ve şöyle demiştir “İçlerinde şu kişi önde, boz renkte bir deve üzerinde dikilmiş iki harar olduğu halde şu gün güneşin doğması ile beraber gelirler”. Bunun üzerine “Bu da diğer bir âyettir” diyerek o gün hızla Seniyye’ye doğru yola çıkarak güneşin doğuşunu bekledikleri rivayet edilmektedir. Gerçekten de güneşin doğması ile söz konusu kervan da görünmüştür. Kervanın önünde ise aynı Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir boz deve de Allah, elçisinin gördüğü rüyanın hak olduğunu doğruladı. Eğer Allah dilerse, mutlaka siz Mescid-i Haram’a güven içinde, saçlarınızı tıraş etmiş, kiminiz de kısaltmış olarak ve korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih nasib kıldı. Fetih Suresi, 27Allah’ın, Peygamberimiz sav’e, hayatı boyunca hiç görmediği bir mekanı, oraya gitmeden göstermesi çok önemli bir mucizedir. O dönemde, Mekke’den Kudüs’e, bir gecede ulaşmanın imkansız olması ise bu mucizeyi daha açık ve görülür hale Efendimiz, Medine’de iken rüyasında, müminlerin güven içinde Mescid-i Haram’a girdiklerini ve Kabe’yi tavaf ettiklerini görmüş ve müminleri bu haberle müjdelemiştir. Çünkü, Mekke’den Medine’ye hicret eden müminler, o zamandan beri Mekke’ye girememektedirler. Peygamber Efendimiz sav’in bu rüyasını açıklaması üzerine, rivayetlere göre, müminler Mekke’ye umre niyetiyle gitmişler, ancak müşrikler onların Mekke’ye girmelerine izin vermemişlerdir. Münafıklar ise fitne çıkarmak için bunu fırsat bilmişler, ne Kabe’ye gidebildiklerini, ne de saçlarını tıraş edebildiklerini söyleyerek, Peygamberimiz sav’in gördüğü rüyayı yalanlamaya Peygamberimiz sav’e katından bir yardım ve destek olarak Fetih Suresi’nin 27. ayetini vahyetmiş ve rüyasının doğru olduğunu, Allah eğer dilerse müminlerin Mekke’ye girebileceklerini bildirmiştir. Gerçekten de, bir süre sonra, önce Hudeybiye barışı ve ardından gelen Mekke’nin fethi ile, Müslümanlar, aynı ayette bildirildiği gibi güven içinde Mescid-i Haram’a girmişlerdir. Böylece Allah, Peygamber Efendimizin önceden haber verdiği müjdenin gerçek olduğunu önemli olan bir başka nokta ise şudur Peygamber Efendimiz müminlere bu müjdeyi verdiğinde, ortada hiç böyle bir durum bulunmamaktadır. Hatta, koşullar tam aksini göstermekte, müşrikler müminleri kesinlikle Mekke’ye sokmamakta kararlı görünmektedirler. Bu ise, kalbinde hastalık olanların, Peygamber Efendimizin söylediklerine şüphe ile bakmalarına neden olmaktadır. Ancak Peygamberimiz sav Allah’a güvenerek, insanların ne diyeceklerini hiç önemsemeden, Allah’ın kendisine bildirdiğine iman etmiş ve bunu insanlara açıklamıştır. Söylediklerinin Kuran ayetleri ile teyid edilmesi ve yakın bir gelecekte, söylediklerinin gerçekleşmesi ise Peygamberimiz sav’in ve Kuran’ın önemli bir İsrailoğulları’na şu hükmü verdik ”Muhakkak siz yeryüzün de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz. Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de sizi evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü. Sonra onlara karşı size tekrar güç ve kuvvet verdik’, size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık”. İsra Suresi, 4-6İsra Suresi’ndeki bu ayetlerde bildirildiği gibi, İsrailoğulları yeryüzünde iki kez bozgunculuk çıkaracaklardır. Bunlardan ilk “bozgun ve kibirli yükseliş”lerinin ardından, Allah onların üzerine güçlü bir ordu gönderdiğini bildirmektedir. Gerçekten de, İsrailoğulları, Hz. Yahya’yı öldürdükleri ve Hz. İsa’yı öldürmek için tuzak kurdukları dönemin, yani kibirli yükselişlerinin ve bozgunculuklarının hemen ardından, 70 yılında, Romalılar tarafından Kudüs’ten sürülmüşlerdir. Kudüs’teki Hz. Süleyman tapınağı ise darmadağın 70 yılında Filistin’den sürülmelerinin ardından Yahudiler tüm dünyaya yayılmışlardır. Hz. İsa’nın katilleri olarak görüldükleri için de, Avrupa’da bulundukları ülkelerde genellikle küçük görülmüş, zor koşullar altında yaşamışlar, hatta çoğu zaman dinlerini gizlemek zorunda kalmışlardır. Peygamber Efendimize bu ayet vahyedildiği zaman da, Yahudiler bu zor koşullar altında yaşamaktaydılar ve bir devletleri dahi bulunmamaktaydı. Ancak Allah ayetlerde İsrailoğullarına tekrar güç vereceğini haber Efendimizin hayatta olduğu dönemde oldukça uzak ve zor bir ihtimal olarak görünen bu olay, daha sonra tam olarak gerçekleşti. Yahudiler, Filistin’e geri döndüler ve 1948 yılında İsrail Devleti’ni kurdular. İsrail’in günümüzdeki siyasi ve askeri gücü ve etkisi ise bilinen bir Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o eşlerinden biri, bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da Peygamber bir kısmını açıklamış bir kısmını söylemekten vazgeçmişti. Sonunda haberi verince eşi demişti ki “Bunu sana kim haber verdi?” O da “Bana bilen, herşeyden haberdar olan Allah haber verdi” demişti. Tahrim Suresi, 3İsrailoğulları ile ilgili olan bu ayette ve diğer ayetlerde önemli olan noktalardan biri, o dönemde imkansız görünen ve olmasına dair hiçbir gelişme veya ipucu bulunmayan olayların, ileride gerçekleşeceğinin haber verilmesidir. Elbette tüm bunlar Kuran’ın bir ayette bildirildiği üzere, Peygamber Efendimiz hanımlarından bazılarına bir sır vermiştir. Ancak onlar bu sırrı tutmayarak, birbirlerine aktarmışlardır. Allah, Peygamber Efendimize, onların bu tavrını bildirmiş ve aralarındaki gizli konuşmaları onlara haber vermiştir. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz hanımlarına, aralarındaki gizli konuşmayı bildiğini söylemiştir. İçindekiler1 Peygamberimizin güzel ahlakları nedir?2 Güzel ahlakla ilgili hadisler nelerdir?3 Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis nedir?4 Peygamber efendimizin güzel ahlakının önemini belirten iki hadis nedir?5 Peygamber efendimizin örnek ahlakı ve davranışları nelerdir?6 Hz muhammedin ahlakı ne ahlakıdır?7 Güzel ahlak nedir diyanet?8 Güzel ahlak nedir?Peygamberimizin güzel ahlakları nedir?O'nun SAS özü sözüne uygundu. Hiç kimse ile alay etmez ve kimsenin dedikodusunu yapmazdı. Kimseye küsmez, küskünleri barıştırır, suçluları affederdi. Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat gösterir; yetimlere, dul kadınlara ve ihtiyacı olanlara acır, elinden gelen yardımı ahlakla ilgili hadisler nelerdir?Peygamberimiz ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim, derdi. “Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır ” [Hakim] diğeri de ”Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır ” [Tirmizi].Güzel ahlakla ilgili bir ayet ve bir hadis nedir?Bakara Suresi 129 ayet – Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi efendimizin güzel ahlakının önemini belirten iki hadis nedir?Mü'minin mizanında en ağır basacak şey, güzel ahlaktır. Muhakkak ki, Allah Teala işi ve sözü çirkin olan ve hayasızca konuşan kimseye buğz eder. Güzel ahlak hataları eritir; suyun buzu erittiği gibi. Fena ahlak da ameli bozar; sirkenin balı bozduğu efendimizin örnek ahlakı ve davranışları nelerdir?Hz. Peygamberin ahlakından örneklerGüler yüzlü konuda güvenilir arasını ıslah eder, bozgunculuğu asla sevgi, büyüklere saygı zaman ve her yerde doğrudan ve doğruluktan yana haklarına son derece önem muhammedin ahlakı ne ahlakıdır?Peygamberimiz asm insanların en yumuşak huylusu ve en bilgilisi, insanların en cömerdi, fakir ve kimsesizlerin koruyucusudur. Peygamberimiz, kesinlikle dünya malı biriktirmez, Allah'ın verdiğinin bir günlüğünden fazlasını yanında durdurmaz fakirlere ahlak nedir diyanet?İnsanları aldatmamak, her işinde dürüst olmak, verdiği sözde durmak, emanete sahip çıkmak ve benzeri özellikler güzel ahlak sahibi bir Müslüman'da bulunan güzel huylardandır. Tevazu sahibidir; alçak gönüllüdür, insanlara karşı kibirli ve gururlu olmaz, ahlak nedir?Güzel ahlak, nefse hakim olup küfür, yalan, lanet okuma, alay etme, kibirlenme, koğuculuk yapma, gıybet etme, riya, cimrilik, kıskançlık suizan gibi kötü duygu ve davranışlardan sakınmaktır. Yazı dolaşımı Konularına göre Kur’an sistematik Kur’an fihristi. Ahlak anlatan ayetler nelerdir ? Kuranda geçen ahlak ile ilgili arapça sure ve ayetler hangileridir? Ahlak Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Kurani Kerimde ahlak hakkında neler söylüyor? Kalem Suresi, 4. ayet meali Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. Kalem Suresi, 4. ayet okunuşu Ve inneke le alâ hulukın azîmazîmin. Kalem Suresi – 1-7 . Ayet Tefsiri Sûrenin başında bulunan “nûn” harfi, “hurûf-ı mukattaa”dan olup bu tür harflerin ilk inenidir. Bakara sûresinin ilk âyetinde bunlar hakkında geniş bilgi verilmiştir. Mekke müşrikleri şair, kâhin ve sihirbazların cinlerden bilgi ve ilham aldıklarına inanırlardı. Hz. Peygamber’in de onlar gibi cinlerin etkisi altına girdiğine ve söylediklerinin ona cinler tarafından telkin edildiğine inandıkları için ona şair, kâhin, sihirbaz ve mecnun diyorlardı krş. Hicr 15/6; Tûr 52/29-30; Müddessir 74/24 ve bu sûrenin 51. âyeti. Bu sebeple Allah Teâlâ kaleme ve kalem ehlinin yazdığı satırlara yemin ederek onun, iddia edildiği gibi mecnun olmadığını, aksine Allah’ın lutfuna yani peygamberlik gibi bir şerefe erdiğini ifade buyurdu Şevkânî, V, 308. Elmalılı buradaki bir anlam inceliğine dikkat çekerken özetle şunları söyler “Yazanların yazdıklarına” diye çevrilen cümledeki fiilin kalıbı, yazanların, gerçekte kalemler değil, akıl ve idrak sahibi varlıklar olduğunu gösterir. İfadenin akışı dikkate alındığında burada kalemden maksadın da bu nesnenin kendisi değil onun yazdıkları olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde kalem ve yazılardan, akıl ve anlamlar âlemini, bunlardan da onları beşer aklına yazan ilk kalemi, bundan da onun sahibi olan rabbü’l-âlemîni anlamak gerekir. Öte yandan bu fiilin, “yazmakta oldukları ve yazacakları” anlamlarını birlikte anlattığı da gözden kaçırılmamalıdır VIII, 5266-5267. “Kalemden maksat vahyi yazan kalem, yazdıklarından maksat Kur’an’dır” diyenler de olmuştur; ancak âyeti genel anlamda değerlendirmek daha doğru olur. Burada kalem ile simgelenen yazının, insanın düşünce, tecrübe ve kavrayışlarının kayıtlar aracılığıyla bireyden bireye, kuşaktan kuşağa ve bir kültür çevresinden diğerine aktarılmasında önemli bir etken; bilginin yazılıp korunmasında, ilim ve irfanın gelişmesinde, dolayısıyla toplumların aydınlanmasında vazgeçilmez bir araç olduğuna işaret vardır. Kur’ân-ı Kerîm’in ilk inen sûresine Alak “oku!” buyruğuyla başlandığı gibi ikinci inen bu sûrenin ilk âyetinde de Allah Teâlâ tarafından yazı aracı olan kaleme ve kalem ehlinin onunla yazdıkları üzerine yemin edilmiş olup bu durum, İslâm’ın okuma yazmaya, bilime ve yazılı kültüre verdiği önemi göstermesi açısından oldukça anlamlıdır. Hz. Peygamber’e verilen “bitip tükenmeyen ödül”, dünyada peygamberlik görevini yerine getirirken her türlü engellere karşı yanında bulduğu Allah’ın yardımı, âhirette ise Allah’ın ona lutfedeceği müstesna mükâfatlardır İbn Âşûr, XXIX, 62-63. 4. âyetteki “üstün ahlâk” ise Hz. Peygamber’in sahip olduğu Kur’an ahlâkıdır. Nitekim Hz. Âişe bir soru münasebetiyle Hz. Peygamber’in ahlâkının Kur’an ahlâkı olduğunu belirtmiş Müslim, “Müsâfirîn”, 139; kendisi de güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade buyurmuşlardır Muvatta’, “Hüsnü’lhuluk”, 8. Bu açıklamalar, Hz. Peygamber’in, müşriklerin iddia ettiği gibi mecnun değil, aksine Allah’ın lutfuna mazhar olmuş yüksek bir şahsiyete ve üstün bir ahlâka sahip, her yönüyle mükemmel, insanlık için örnek bir önder ve güvenilir bir rehber olduğunu gösterir. 5-6. âyetler ise Hz. Peygamber’e mecnun diyenlere karşı bir cevap ve uyarı içermektedir. Burada inkârcıların, hak ettikleri cezaya çarptırıldıkları zaman Hz. Peygamber’i mi yoksa kendilerini mi cin çarpmış olduğunu görecekleri sert bir üslûpla ifade edilmiştir. Nitekim Bedir Savaşı’nda müslümanlardan beklemedikleri darbeyi yiyince cin çarpmışa dönmüşler ve neye uğradıklarını bilememişlerdir. 7. âyet, önceki âyetlerin gerekçesini anlatmaktadır; buna göre inkârcılar hem dünyada hem de âhirette kendilerine fayda sağlayacak ve mutlu kılacak olan Allah’ın dininden ve O’nun yolundan saptıkları için asıl mecnun kendileridir. Kaynak Kur’an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 429-430

güzel ahlakla ilgili bir ayet bulup yazalım ayeti açıklayalım